“Sosyal Bağların Muhafaza Edilmesi Çok Önemli”
28 Mart 2020

Yeni koronavirüs (COVID-19) nedeniyle dünyada hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunu yaşlılar ve kronik bir rahatsızlığı olanlar oluşturuyor. Risk grubunda olanları hastalığın etkisinden uzak tutmak ayrıca toplumun genel sağlığını kontrol altına almak amacıyla ülkemizde 65 yaş ve üzerindekiler ile kronik rahatsızlığı bulunanlara sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. İlk gün kısıtlamaya uymayanlar görülse de denetlemelerin ve uyarıların artmasıyla durum kontrol altına alındı. Artık evde kalmaları zorunlu hâle gelen insanların ihtiyaçları ülke genelinde polis ekiplerince karşılanıyor. Peki, parklarda, meydanlarda, bahçelerde yaşıtlarıyla vakit geçirmekten büyük keyif alan yaşlılarımız evde kalmaları gereken bu süreçte ruhsal durumlarını nasıl zinde tutacak? Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa SAYGILI sürece dair önerilerini paylaştı.

Hastalığın her yaştaki insanı enfekte edebileceğini ancak yaşlıları ve özellikle sistemik bir kronik hastalığı olanları daha çok etkilediğini dile getiren Saygılı, yaşlı insanların günün büyük kısmını dışarıda geçirme isteklerine dair şunları söyledi:

“Yaşlı insanlar çalışmadıkları, her gün düzenli olarak bir işe gitmedikleri için sanki yaşadıklarını, sağlıklı olduklarını göstermek için dışarı çıkmak isterler. Bir yandan ölüm korkusu artar, diğer yandan böyle dışarı çıkarak ölümün yakın olmadığına, sağlıklı olduklarına kendilerini inandırmak isterler.”

“Kendilerini iyi hissettirecek meşguliyetlerle ilgilenmeliler”

Evde kaldıkları süre boyunca kendilerine rutin işler belirlemelerinin hem ruhsal hem bedensel sağlıkları açısından büyük önem taşıdığını belirten Saygılı, günlük gelişmeleri takıntı boyutuna getirmeden takip etmelerinin de uygun olduğunu kaydederek, “Sosyal medya maalesef yanıltıcı haberler ve aşırılıkları da barındırmaktadır. Bu da paniğe, gereksiz korku ve endişelere, yersiz karamsarlığa sebep olmaktadır. Buna dikkat ederek paylaşımları incelemelidir ve fazla vakit geçirmemeye de dikkat etmelidirler. Hastalığın yayılmaması, kendilerine ve çevrelerine bulaşmaması için ev hayatına alışmalarının şart olduğunu bilmeliler. Yaşlılar evde geçirdikleri zamanda virüs dışındaki konu ve gündemlerle, bilhassa kendilerini iyi hissettirecek meşguliyetlerle ilgilenilmelidirler.” diye konuştu.

İçinde bulunduğumuz zamanların insanların hata ve yanlışlarını gözden geçirerek özeleştiride bulunmalarına da vesile olacağının altını çizen Saygılı, “Çevremize iyilik yapmak, evde kalınan anlarda bile israftan kaçınmak, güzel ve faydalı faaliyetlere önem vermek yaşlının moralini yükseltir, bağışıklık gücünü artırır. İbadetler ve dua da savunma sistemimizi güçlendirecektir.” dedi.

Sosyal uzaklaşma döneminde yaşlı insanların, özellikle yalnız yaşayanların çevrelerindeki insanlara önemli roller düştüğünü belirten Saygılı, bu süreçte yakın temasta bulunmak yerine telefonla sürekli hâl hatır sorulması gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Ülkemiz insanı yaşlılarına düşkündür, onları yalnız bırakmak istemez. Ama bu süreçte onlarla görüşmek için evlerde buluşmak, onlarla yakın temasta olmak doğru değildir. Ancak onları yalnızlığa, ilgisizliğe bırakmak da yanlış olur. Yaşlılar diğer insanlara göre daha çok sevgi, şefkat, değerli olduğunu hissetme gibi duygulara ihtiyaç duyarlar. İtalya’da yalnız yaşayan yaşlıların bunalıma girdikleri, gereksiz panik hali ve ölüm endişesi taşıdıkları, yaşama sevinçlerinde azalma olduğu, uyku sorunları çektikleri görülmüştür. Bu gibi sebeplerden dolayı yaşlıları konutlarında toplu halde ziyaret yerine görüntülü veya görüntüsüz iletişim araçlarıyla haberleşmek, sohbet ve muhabbet etmek uygun olanıdır. Görüşüldüğünde de mesafeli olunmalı, sarılmaktan kaçınılmalıdır. Muhakkak ihtiyaçları sorulmalı, giderilmeye çalışılmalıdır. Sosyal bağların böylece muhafaza edilmesi çok önemlidir.”